mahsus

mahsus
1. sf., esk., Ar. maḥsūs
1) Duyulan, anlaşılan, hissedilen
2) Belli, ortada, aşikâr
2. sf., Ar. maḫṣūṣ
1) Özgü

Her sanata mahsus aletler vardır. Bize de böyle bir şeyler lazım...

- H. R. Gürpınar
2) Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır

Vatan bizim kılıcımızın ekmeğidir. Daima kendimize mahsus, kendimize münhasır biliriz.

- N. Kemal
3) Özel

Kayseri'nin sayın valisine mahsus selam ederim.

- B. R. Eyuboğlu
4) zf. Özellikle

Buraya, mahsus bunun için geldim.

5) zf. Bilerek, isteyerek, kasten

... kapıyı mahsus açık bırakmıştı.

- A. İlhan
6) zf. Şaka olarak, şakadan

Mahsus söylüyor, inanmayın.

Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • mahsus — (A.) [ صﻮﺼﺨﻡ ] 1. özgü, ayrılmış. 2. bilerek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • mahsûs — (A.) [ صﻮﺼﺨﻡ ] hissedilen, hissedilir …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • MAHSUS — Duyulmuş. Hissedilmiş. Derk olunmuş. Duyulan. * Aşikâr, belli, zâhir, meydanda …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MAHŞUŞ — Kuru ot …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • mahsus — özgü; özel; müstakil; özel olarak …   Hukuk Sözlüğü

  • kendine mahsus — sf. Kendine özgü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zata mahsus — sf. Kişiye özel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • almadan vermek Allaha mahsus — tükenmez hazinesi bulunan, bir şeyi almaya gereksinimi olmadan verebilen yalnızca Tanrı dır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gayr -i mahsûs — [ سﻮﺴﺤﻡ ﺮﻴﻏ ] hissedilmeyecek şekilde …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • HÂTEM-İ MAHSUS — Hususi mühür. Bir kimseye âit damga, mühür …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”