- zekâ yeteneği
- is.
Bir kimsenin zihin gücü ve kabiliyeti
Zekâ yeteneği diye çocuğun edindiği bilgileri işleyebilmek, düzene koyup kullanmak hassasına deniyor.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Zekâ yeteneği diye çocuğun edindiği bilgileri işleyebilmek, düzene koyup kullanmak hassasına deniyor.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
zekâ — is., ruh b., Ar. ẕekāˀ İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset Çok görmüş halk adamlarına mahsus pratik bir zekâsı vardı. R. N. Güntekin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yetenek — is., ği 1) Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet Gençleri yeteneklerine göre işe yöneltmeli. 2) Bir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, kapasite 3) eğt. Kişinin kalıtıma dayanan ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlayış — is. 1) Anlama işi veya biçimi, telakki Ama doğrusu Hugo yu artık uzun uzun okuyamıyoruz, onun şiiri, şiir anlayışı bizden çok uzaklaştı. N. Ataç 2) Bir toplum veya topluluktaki bireylerde görüş ve inanış etmenlerinin etkisiyle beliren düşünme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaratıcı — sf. 1) Yaratma yeteneği olan Gazi yaratıcı bir enerji kaynağı... F. R. Atay 2) mec. Zekâ, düşünce ve hayal gücünden yararlanarak görülmeyen yeni bir şey ortaya koyan, yapan … Çağatay Osmanlı Sözlük
zeki — sf., Ar. ẕekī 1) Anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, zeyrek En zeki hayvan maymundur. 2) Çabuk ve kolay kavrayan Bildiğim, onun zeki bir genç olduğu ve ara sıra sevimli, ufak şiirler yazdığıdır. M. Ş. Esendal 3) Zekâ varlığı gösteren İnce … Çağatay Osmanlı Sözlük