Acem pilavı — is. İçine safran ve zencefil eklenerek yapılan, İran usulü bir pilav çeşidi … Çağatay Osmanlı Sözlük
baharat — is., ç., Ar. bahārāt Yiyecek ve içeceklere hoş koku ve tat vermek için kullanılan tarçın, karanfil, zencefil, karabiber vb. maddeler, bahar (II) Alttan alta, keskin bir baharat kokusu hissediliyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ektirmek — i, e Ekme işini yaptırmak Üstüne bol zencefil ektirdiğim salep fincanını iki elimle kavradım. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
zencefilgiller — is., ç., bit. b. Bir çeneklilerden, zencefil, kakule, zerdeçal gibi güzel kokulu bitkileri içine alan bir familya … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırtını dayamak (veya vermek) — 1) (birine) bir yere dayanmak, yaslanmak ... kocaman duvara sırtını vererek üstüne zencefil ve tarçın serpilmiş salep içerlerdi. S. F. Abasıyanık 2) (birine) güçlü birine, bir yere güvenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
zencebîl — (A.) [ ﻞﻴﺒﺠﻥز ] zencefil … Osmanli Türkçesİ sözlüğü