- zıddiyet
- is., esk., Ar. żiddiyyet
1) Karşıtlık
Sasanlılarla İran'ın Üsküdar'a kadar gelişi ve Filistin'e kadar yürüyüşü bu zıddiyetin son haddini gösterir.
- Y. K. Beyatlı2) mec. Sevişmezlik, geçimsizlik, çekemezlik
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sasanlılarla İran'ın Üsküdar'a kadar gelişi ve Filistin'e kadar yürüyüşü bu zıddiyetin son haddini gösterir.
- Y. K. BeyatlıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ZIDDİYET — Birbirine muhâlif, zıt olma hâli. Zıtlık. Birbirinden nefret etme. Zıt fikir veya kanaat sahibi olanların durumu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜBAYENET — Zıddıyet. Ayrılık. Tutmazlık. Başkalık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
karşıtlık — is., ğı 1) Karşıt olma durumu, zıddiyet, mübayenet, tezat, zıtlık, kontrast Baştan ayağa karşıtlıklarla dolu bir varlık; aynı zamanda iğrenç ve saygıdeğer, aşağılık ve yüce, ödlek ve cesur. A. İlhan 2) biy. İki organ, iki sistem arasındaki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
BEYNÛNET — Fâsıla, iki şey arasındaki mesafe, aralık. * Fark, ihtilaf, muhalefet. Zıddiyet, anlaşmazlık, terslik. * Ayrılmak, firkat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FAKİR — Biçâre, muhtaç, yoksul. İslâm dini, ev kirası, yiyecek, içecek, giyecek, ilaç, yakacak gibi zorunlu ihtiyaçları karşılandıktan sonra yılda 96 gram altın alabilecek kadar geliri olmayanları fakir sayar. Fakirlerden vergi alınmaz, İslâm devleti… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HUSUMET — Düşmanlık. Hasımlık. Kincilik. Zıddiyet. Çekişmek. Dâvacı olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUHALEFET — Kabulsüzlük. Karşı durma. Uyuşmazlık. Zıt gitmek. Zıddiyet. Muvafık olmamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEARUZ — Muâraza. İki kişi arasında zıddiyet, mümânaat etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük