- ağı gibi
- 1) acı veren, çok etkileyen2) çok sert, keskin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ağı — is. Zehir Birleşik Sözler ağı ağacı ağı çiçeği ağı otu sarıağı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ağı gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
şeytan örümceği — is., hay. b. 1) Ördüğü ağı rüzgâra salarak onunla birlikte uzaklara giden bir cins örümcek 2) hlk. Öğle sıcağında havada örümcek ağı gibi tel tel görünen güneş ışığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
örümceksi — sf. Örümcek ağı gibi ince ve seyrek dokulu olan Birleşik Sözler örümceksi zar … Çağatay Osmanlı Sözlük
İNŞİBAK — Şebeke şeklinde olma. * Balık ağı gibi birbirine geçme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ağ — 1. is. Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık 2. is. 1) İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü Balık ağı. Tenis ağı. 2) Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü 3) mec. Ulaşım ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
literature — /lit euhr euh cheuhr, choor , li treuh /, n. 1. writings in which expression and form, in connection with ideas of permanent and universal interest, are characteristic or essential features, as poetry, novels, history, biography, and essays. 2.… … Universalium
çektirme — is. 1) Çektirmek işi Mebus adayları gibi bunları da fotoğraf çektirmeye gider gibi kılık kıyafetlerinden tanımak güç değildi. R. N. Güntekin 2) den. Çektiri 3) den. Yaklaşık 30 50 grostonluk yelkenli veya yük taşıyan motorlu büyük kayık 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ot — is., bit. b. 1) Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler Etrafımızda uzun otlar, yalçın kayalar vardı. A. Gündüz 2) sf. Bu bitkilerle yapılmış veya bu bitkilerle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ANKEBUT — Örümcek.(Resul i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Ebubekir i Sıddık (R.A.) ile küffarın tazyikinden kurtulmak için tahassun ettikleri Gar ı Hira nın kapısında iki nöbetçi gibi, iki güvercinin gelip beklemeleri ve örümcek dahi perdedar gibi harika… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ağaç — is., cı, bit. b. 1) Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki 2) sf. Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan Ağaç tekne. 3) Direk Birleşik Sözler ağaç arısı ağaç balı ağaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük