bel bağlamak

bel bağlamak
birisinin kendisine yardımcı olacağına inanmak, güvenmek

Ne var ki böyle araçlara biz pek bel bağlayamayız.

- T. Halman

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • bel — 1. is., Far. bel Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı Birleşik Sözler çatal bel Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bel bellemek 2. is., anat. 1)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • az gelişmiş — sf. 1) Gelişmesi gecikmiş olan 2) Eğitim düzeyi düşük kalmış, üretimi genellikle ilkel tarıma dayanan, doğal kaynaklarını gereğince değerlendiremeyen (ülke) Yeni bir anayasa ile her şeyin düzeleceğine bel bağlamak az gelişmiş ülkelere özgü bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”