- bel etmek
- işaret koymak, işaret vermek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bel — 1. is., Far. bel Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı Birleşik Sözler çatal bel Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bel bellemek 2. is., anat. 1)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bel' — (A.) [ ﻊﻠﺑ ] 1. yutma. 2. yutulma. ♦ bel edilmek yutulmak. ♦ bel etmek yutmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
LAKF — Yutmak, bel etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun dokunmak — mermi isabet etmek Suriye de bel kemiğine bir kurşun dokunmuştu. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kars — safkat, eli ele çarpmak, afsus etmek şal kuşak, dokuma, bel bağ futa … Çağatay Osmanlı Sözlük
CERF — Ahzetmek, almak. * Yıkmak, harap etmek. * Yerden bel veya kürekle bir şey atmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MERR — Geçmek. Mürur etmek. * İp. * Bel dedikleri âlet. * Demir külünk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
UCB — (Ucub) Kibir, gurur. Kendini beğenmişlik. Ameline, yaptıkları işe güvenmek. * Varlığı nâdir olan şeyi görünce istiğrab etmek hâli. * Yabancı kadın taifesiyle beraber oturmak ve konuşmaktan pek hoşlanan.(Arkadaş! Ye se düşen adam, azabdan… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük