- bunalım geçirmek
- herhangi bir sebeple oluşan bunalımı yaşamak
Kızcağızın daha önce de bazı bunalımlar geçirmiş olduğu ortaya çıktı.
- E. Bener
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kızcağızın daha önce de bazı bunalımlar geçirmiş olduğu ortaya çıktı.
- E. BenerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bunalım — is. 1) Doğal bir süreçte birdenbire oluşan aykırılık, bunluk, buhran, kriz 2) Tehlikeli sonuç doğurabilecek gerginlik, buhran, kriz Bunalım anlarında insanın yüreğini, en ürkütücü olasılıklar yoklamaz mı? A. İlhan 3) ruh b. Uyaranlara karşı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
buhran geçirmek — bunalım geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sinir buhranı geçirmek — bunalım içinde olmak Kız kardeşim bir sinir buhranı geçiriyordu. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kriz geçirmek — 1) bir organda birdenbire fizyolojik değişiklik olmak Bir kalp krizi geçirdi. 2) mec. bunalım içinde bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sinir buhranına tutulmak — bunalım geçirmek Üç dört gün olmuştu, acayip sinir buhranlarına tutulmuştum. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ecel teri — is. Çok korkmak, çok sıkılmak, bunalım geçirmek, ölüm duygusuna kapılmak anlamlarındaki ecel teri (veya terleri) dökmek (veya akmak) deyiminde geçen bir söz Tek kollu korsan, şimdi benim karşımda titriyor, ecel terleri döküyordu. F. F. Tülbentçi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kriz — is., tıp, Fr. crise 1) Bir organda birdenbire ortaya çıkan fizyolojik bozukluk, akse Krizler sıkıştırdığı zaman özel kliniklerde yatmaya gidiyordu. Ç. Altan 2) Bir kimsenin yaşamında görülen ruhsal bunalım 3) Bir şeyin çok kıt bulunması durumu 4) … Çağatay Osmanlı Sözlük
buhran — is., Ar. buḥrān Bunalım, bunluk, kriz Üç gecedir gelmiyor, o kadar buhran içindeyim ki. P. Safa Birleşik Sözler sinir buhranı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller buhran geçirmek buhrana tutulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük