- esirgememek
- feda etmekten çekinmek, diriğ etmek
İnsan yurdu için canını esirgemez.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İnsan yurdu için canını esirgemez.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sözünü esirgememek (veya sakınmamak) — düşündüğünü, karşısındakini kıracak bir söz olsa bile söylemekten çekinmemek Emine iskambil falı açıyor, dikiş dikiyor, çorap örüyor, kafasına uyan insanlarla konuşuyor, sözünü sakınmıyor. H. E. Adıvar Dikbaşlı ve sözünü esirgemez bir insan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözünü daldan budaktan (veya çöpten) esirgememek (veya sakınmamak) — tehlikeli işlere atılmaktan çekinmemek Gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
esirgemek — i, den 1) Korumak, himaye etmek, vikaye etmek Senin genç, temiz ve fedakâr ruhunu bu felaketten esirgemek isterim. H. C. Yalçın 2) Bir şeyi yapmaktan veya vermekten kaçınmak Hemşiremden esirgediğiniz şeyi ben kabul edecek kadar alçalmadım. A.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıymak — i, ar 1) Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğramak Eti kıymak. 2) e, mec. Acımadan vermek, esirgememek, feda etmek Beş altı kuruşa daha kıyarak sağlamca bir ip tedarik etti. H. R. Gürpınar 3) e, mec. Acımayıp öldürmek Zavallıya nasıl… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilgi göstermek — ilgisini esirgememek, belli etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelle koltukta gezmek — gözünü budaktan esirgememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
canını vermek — 1) kendini feda etmek En küçük sevgi sözüne canımızı verecek hâle geliriz. S. F. Abasıyanık 2) hiçbir şey esirgememek 3) bir şeye çok düşkün olmak, çok sevmek O, kitap için canını verir … Çağatay Osmanlı Sözlük
elini oynatmak — parayı esirgememek … Çağatay Osmanlı Sözlük