- gibi gelmek
- ... sanısı vermek, ... sanısı yaratmak
Murat'a, boş, kimsesiz ahşap bina, temelinden sallanıyor gibi geldi.
- K. Tahir
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Murat'a, boş, kimsesiz ahşap bina, temelinden sallanıyor gibi geldi.
- K. TahirÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ilaç gibi gelmek — 1) iyileşmeyi veya çözümü kolaylaştırmak 2) rahatlatmak, huzura kavuşturmak Böylesi zor bir iş için çalışmak bana ilaç gibi geliyordu. C. Uçuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
alay gibi gelmek — (bir şey, insana) inanılacak gibi olmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gibi — e. 1) ... e benzer İn cin, uyanmadan denizin üstü boş gibidir. H. Taner 2) zf. O anda, tam o sırada, hemen arkasından Haberi aldığı gibi yola çıktı. 3) zf. İmişçesine, benzer biçimde Bu sade dekor, ölümün manzarasını ulvi bir tablo gibi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şaka gibi gelmek — bir türlü inanamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gibisine gelmek — imiş gibi gelmek, sanmak Öyle gibime geliyor ki bu işin içinden kolay çıkamayacağız … Çağatay Osmanlı Sözlük
... hâline gelmek — gibi olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözaydına gelmek — birine kavuştuğu sevindirici bir durum dolayısıyla kutlamaya, iyi dilekte bulunmaya gelmek Eve dönünce orasını düğünevi gibi kalabalık buldum. Duyan kadınlar gözaydına gelmişler. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalbi ağzına gelmek — yüreği ağzına gelmek Kendisi de her fırsat düştükçe bunlarla yan yana harp ettiğini söylerken âdeta kalbi ağzına gelmiş gibi olurdu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
oluk gibi akmak — çok bol ve arası kesilmeden gelmek Para oluk gibi akıyordu Nahit e. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük