ilave etmek

ilave etmek
eklemek, katmak, ulamak

Bu istilanın nasıl bir facia olduğunu Avrupa tarihçileri iyi yazdıkları için bir kelime ilave etmeye lüzum yoktur.

- Y. K. Beyatlı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • ilave — is., Ar. ˁilāve 1) Katma, ekleme, ulama 2) Eklenmiş, katılmış parça 3) Arttırma, büyütme, abartma 4) Ek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ilave etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ilâve — (A.) [ ﻩوﻼﻋ ] ek. ♦ ilave etmek eklemek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • izafe etmek — 1) bağlamak, yüklemek, mal etmek 2) katmak, eklemek, ilave etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HIYAZET — İlâve etmek, toplamak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İLHAK — İlâve etmek, eklemek. Katmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HAVZ — Cem etmek. Bir şey ilâve etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HIZANE — Bir şeyi bir şeye ilâve etmek. * Fık: Hak ve salâhiyeti haiz olan kimsenin belirli müddet zarfında çocuğunu besleyip büyütmek ve terbiye etmek üzere yanında bulundurması. * Bir şeyi kucağına almak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • eklemek — i 1) Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir. T. Buğra 2) i, e Bir şeyi ek olarak kullanmak Bu kumaşı örtüye eklemeli …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • katmak — i, e, ar 1) Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak, ilave etmek Sirkeye su katmak. 2) Bir araya getirmek Fadime, bu yavru bolluğu arasında kuzuları çocuklara ve …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ulamak — i, e Eklemek, katmak, ilave etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”