inkâr — is., Ar. inkār 1) Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama, gizleme, yadsıma 2) Kabul etmeme, tanımama Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller inkâr etmek inkârdan gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
inkâr — (A.) [ رﺎﮑﻥا ] yadsıma, reddetme. ♦ inkâr edilmek yadsınmak. ♦ inkâr etmek yadsımak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
selb etmek — 1. kapmak, çekmek, almak. 2. inkâr etmek. 3. yok etmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
perişan etmek — 1) dağıtmak, düzenini bozmak 2) acınacak duruma getirmek Sonra, fena ruhlu güzel yüzün de insanı perişan eden sihrini de inkâr etmeyeceğim. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
inkârdan gelmek — inkâr etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
TECAHÜD — İnkâr etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tanmak — inkâr etmek III, 184 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TEEBBİ — İnkâr etmek. * (Ebb. den) Bir kimseyi baba kabul etme. Baba edinme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ADEM-İ KABUL — İsbatı tasdik etmemek. Şek, hükümsüzlük. İman hükümlerini lâkaydlıkla karşılamak, nefy ve inkâr etmek, kabul etmemek, göz kapamak gibi câhilâne bir hükümsüzlük. Bir terk, bir cehl i mutlak. (Kabul etmemek başkadır. İnkâr etmek başkadır. Adem i… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yadsımak — i 1) Yaptığı bir işi, söylediği sözü veya tanık olduğu bir şeyi yapmadığını, bilmediğini söylemek, yaptığını saklamak, inkâr etmek Söylediklerini sonradan yadsımış, duyduğu güvensizliği ortaya koymuştur. S. İleri 2) İlgili, bağlı bulunduğu bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük