- inme inmek
- vücudun bir yerinde hareket ve hissetme kalmamak, felç gelmek
Sağ yanına inme inmiş. Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler, kan aldılar ise de fayda etmedi.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sağ yanına inme inmiş. Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler, kan aldılar ise de fayda etmedi.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
inme — is. 1) İnmek işi 2) tıp Vücudun bir bölümünde hareket ve hissetmenin kalkması, felç, paralizi, nüzul Birleşik Sözler dağdan inme tepeden inme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller inme inmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
inmek — den, er 1) Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek, çıkmak karşıtı 2) Bir taşıt veya binek hayvanından yere basmak Tramvayın ön tarafından hızla inerken, arkasından bir sesin bağırdığını gördü. P. Safa 3) Dağ, tepe vb. yüksek bir yerden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
felç gelmek — inme inmek Babam kendisine felç geldiği zaman beni affetti ve çağırttı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalınmak — nsz 1) Çalma işine konu olmak Kapı kapanalı daha üç beş dakika olmadan tekrar çalınmış. A. Ş. Hisar 2) hlk. İnme inmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cin çarpmak — bir inanışa göre, cinlerin öfkesiyle inme inmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
felç olmak — 1) inme inmek 2) bir iş içinden çıkılamaz durum almak, tıkanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
HÜBUT — Aşağı inme. İnmek. (Suudun zıddı) * Uyuşma, anlaşma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
damla — is. 1) Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı Elime bir damla yağmur düştü. H. E. Adıvar 2) Damlalıkla kullanılan ilaç Burun damlası. Göz damlası. 3) Kalbe inen inme, felç Damladan ölmüş. 4) mec. Çok az miktar Keyfin damlası karıştığı zaman,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TENEZZÜL — (C.: Tenezzülât) İnme, düşme. Aşağılama. * Gönül alçaklığı. Karşısındakinin seviyesine göre tevâzu ile konuşmak. * Yavaş yavaş inmek. Mekânını yukarıdan aşağıya nakletmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük