- istila etmek
- 1) bir ülkeyi silah gücüyle ele geçirmek2) yayılmak, kaplamak, sarmak, bürümek
Sevgilimizi bazen de gürültülü bir neşe istila ederdi.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sevgilimizi bazen de gürültülü bir neşe istila ederdi.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
istila — is., Ar. istīlāˀ 1) Bir ülkeyi silah gücüyle ele geçirme İstanbul a geldiğim zaman Habeşistan istilası başlamak üzereydi. H. E. Adıvar 2) Yayılma, kaplama, sarma, bürüme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller istila etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
istîlâ — (A.) [ ﻼﻴﺘﺱا ] yayılma, ele geçirme. ♦ istîlâ etmek yayılmak, ele geçirmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
İSTİLA — (Vely. den) Kaplamak, yayılmak. * Ele geçirmek. İşgal etmek. * Meydanın sonuna erişmek. * Basmak. Galebe etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bürümek — i 1) Sarmak, kaplamak, örtmek, basmak, istila etmek Tarlayı otlar bürümüştü. N. Nâzım 2) mec. Çok, güçlü etkilemek Bir kötümserlik bürümüş sizin içinizi. N. Ataç … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaplamak — i 1) Her yanını örtmek, istila etmek Bulutlar gökyüzünü kapladı. Sessizlik ortalığı kapladı. 2) Çepeçevre sarmak, kuşatmak Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar. S. F. Abasıyanık 3) nsz Bir kabın, bir kılıfın, bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapsamak — şamil ve havi olmak, şehir ve kaleyi askerle istila etmek, istigrak eylemek, ihate, muhasare … Çağatay Osmanlı Sözlük
RAHK — Sarmak, istilâ etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAGALLÜB — Zorbalık. * Hilâf ı hak olarak musallat olmak. İstilâ etmek. * Üstün gelmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RAHMET — Merhamet, acımak, şefkat etmek, ihsan etmek, esirgemek. * Mc: Yağmur.(...Sâni i Âlem in her şeyi içine almış ve her şeyi istilâ ve istiab etmiş bir rahmet i vâsiası vardır. Vâlidelerin, hattâ bir cihette nebatatın evlâdına olan şefkatleri ve… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İKTİHAM — Hücum ve istilâ eylemek. * Dayanmak. Tahammül etmek. Katlanmak. Güçlükleri yenmek. * Mülâhazasız bir işe başlamak. * Bir şeyi hakir addetmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük