- karın doyurmak
- 1) geçinmek
Yoğurtçuda çalışanlar bu türlü karın doyuranları çok görmüşlerdi.
- N. Cumalı2) yararı olmakFakat öpüşmek, sevişmek karın doyurmuyor.
- Ö. Seyfettin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yoğurtçuda çalışanlar bu türlü karın doyuranları çok görmüşlerdi.
- N. CumalıFakat öpüşmek, sevişmek karın doyurmuyor.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
karın — is., rnı 1) İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu. Ö. Seyfettin 2) Döl yatağı, rahim Fakat karnındaki çocuk da bu insanüstü erkeğin bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek yemek — karın doyurmak Yemek yerken içtiğim iki şişe su, bir ter seli hâlinde ensemden boynuma doğru akıyordu. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
yiyip içmek — karın doyurmak, beslenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
katık — is., ğı 1) Ekmekle karın doyurmak gerektiğinde, ekmeğe katılan peynir, zeytin, helva vb. yiyecek Birkaç günlük ekmeğini, katığını köyden getirirdi. Halikarnas Balıkçısı 2) Yağı alınmış yoğurt, ayran Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller katık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kifaflanmak — nsz, le Elde ne varsa onunla, çok az yiyecekle karın doyurmak, çok az şeyle yetinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahvaltı etmek — hafif yiyeceklerle karın doyurmak Akşamları yemek yemiyor, kahvaltı ediyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük