- kıraat etmek
- 1) Kur'an'ı belli kural ve işaretlere göre okumak2) okumak
Olsa olsa mevzun cümlelerden mürekkep bir parçayı iyi kıraat etmiş olur.
- Y. K. Beyatlı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Olsa olsa mevzun cümlelerden mürekkep bir parçayı iyi kıraat etmiş olur.
- Y. K. BeyatlıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kıraat — is., ti, esk., Ar. ḳirāˀat 1) Okuma Orada da bu gece kıraatleri devam ediyordu. H. C. Yalçın 2) din b. Kur an ı belli kural ve işaretlere göre okuma Birleşik Sözler kıraathane Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kıraat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırâat — (A.) [ ﺖﺋاﺮﻗ ] okuma. ♦ kırâat etmek okumak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
KAR' — Vurmak. Çakmak. Kapı çalmak. * Savt. Avâz. Ses. * Kabak. * Gülsuyu kabı. * Eti soyulmuş kemik KAR (KUR ) (C.: Ekrâ) Cem etmek, toplamak. * Okumak, kıraat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MASDAR — Bir şeyin sudur ettiği (çıktığı) menba. * Gr: Fiilin şahsa ve zamana bağlı olmayan şekli, fiil kökü. Okumak, yazmak, kitabet, kıraat, ahz, almak... gibi. Masdar kelimesi.; ism i mekândır, sudur etmek mânasına gelir. Fiilin mâna ve lâfız ciheti… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAHKİK — Doğru olup olmadığını araştırmak veya doğruluğunu, yanlışlığını meydana çıkarmak. İncelemek. İçyüzünü araştırmak. * Bir şeyi eksiksiz ve ziyâdesiz yapmakta mübâlağa etmektir. Bir şeyin hakikatına ermek, künhüne vâkıf olmak, nihayetine erişmek… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük