- kız almak
- bir ailenin kızını gelin olarak kendi ailelerine katmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kız — is. 1) Dişi çocuk Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize nin küçük kızını hatırladı. H. E. Adıvar 2) Bakire Bulursam namuslu bir kızla evleneceğim. B. R. Eyuboğlu 3) Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı Karo kızı. 4) ünl. Dişi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cesaret almak (veya bulmak) — herhangi bir durumdan, davranıştan güç almak Hayvanın sokulganlığından cesaret alan bir başka kız da usulca yanına yaklaştı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
rol almak — bir oyunda görev almak Halide Edip Hanım ın Kenan Çobanları nda rol almıştı bu kız. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
sözü ağzından almak — birinin söylemekte olduğu şeyi bitirtmemek Kız, sözü anasının ağzından alarak: Zaten biz geleli daha kaç gün oldu? dedi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıyırmak — i 1) Hızla sürtünerek bir şeyin yüzünden bir parça soymak, koparmak veya üzerini hafifçe yırtmak Çark elini sıyırdı. 2) Sürtünerek veya çekerek bir şeyi yerinden almak, kaldırmak, düşürmek 3) Bir şeyin üstündeki örtüyü çekerek almak veya açmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
talip çıkmak — 1) kız evlenme teklifi almak Keşke bilmeksizin, tesadüfen, İsmail in almak istediği bu kıza talip çıkmış bir adam vaziyetinde kalsaydım. Y. K. Karaosmanoğlu 2) bir şeye istekliler bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
çullanmak — e 1) Alta almak için birinin üzerine abanmak Hepsi, yeni gelenin üstüne çullanarak zavallıyı dövüyorlardı. P. Safa 2) nsz, mec. Birini bezdirecek, bıktıracak kadar üzerine gitmek Kız bu şakaya darılır gibi oldu; lakin Paşa bunu görünce daha… … Çağatay Osmanlı Sözlük
elektrik — is., ği, fiz., Fr. électrique 1) Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü 2) Bu enerjinin gündelik hayatta kullanılan biçimi 3) Bu enerjiden elde edilen aydınlanma 4) Fiziğin, bu enerji ile… … Çağatay Osmanlı Sözlük