- kürek çekmek
- deniz teknesini yürütmek için küreği kullanmak
Sandalın içine hızla atıldıktan sonra kürekleri var kuvvetiyle çekerek meskûn adanın kömür iskelesine yanaştı.
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sandalın içine hızla atıldıktan sonra kürekleri var kuvvetiyle çekerek meskûn adanın kömür iskelesine yanaştı.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
akıntıya (veya akıntıya karşı) kürek çekmek — olmayacak bir iş uğrunda boşuna çabalamak Ancak bugün anlıyoruz ki Mithat Paşa dan beri o kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kürek — is., ği 1) Toprak, kömür vb.ni bir yerden bir yere alıp atmaya, taşımaya yarayan ve yayvan bir bölümü, buna bağlı uzun bir sapı bulunan araç Ölünün cesedi üstüne atılan birkaç kürek toprak gibi hatırası üzerine kapanan birkaç satır yazı! A. Ş.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KÜREK CEZASI — Tanzimattan önce ve yelkencilik devrinde işledikleri ağır cürümden dolayı harp gemilerinden kürek çekmek üzere gemi hizmetine verilen kimseler. Bu gibiler, gemilerde kürek çektikleri için bu tâbir meydana gelmiştir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
haybeye kürek çekmek — boşu boşuna uğraşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
akıntı — is. 1) Akma işi Musluğun akıntısı bir türlü kesilemedi. 2) Havanın veya suyun herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, akım, cereyan Bataklıklardan kurtulduktan sonra, akıntıyı takip ederek bir köye giriyordum. Ö. Seyfettin 3) Eğiklik, eğim,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
haybe — is., argo, Ar. ḫaybet Boş, işe yaramaz, anlamsız iş Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller haybeye kürek çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ceza — is., Ar. cezāˀ 1) Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım 2) huk. Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım ... kimse insan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pala — 1. is., İt. pala 1) Kavisli, kısa, uç bölümü geniş, kabzasına doğru daralan bir tür kılıç Belindeki kısa palasıyla ve omuzunda gri tüfeğiyle masanın kenarına oturdu. F. R. Atay 2) Kürek vb. araçların, enli ve yassı bölümü 3) Bir yere çaprazlama… … Çağatay Osmanlı Sözlük