ödün vermek

ödün vermek
ödünle uzlaşma sağlamak

Yaşamı boyunca ekmek parası yüzünden olmayacak ödünler verdi.

- H. Taner

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • ödün — is. Uzlaşmaya varabilmek için hak, istek veya savlarının bir bölümünden, karşı taraf yararına vazgeçme, ödünleme, ivaz, taviz Kalabalığa verilen her ödün, verenleri kendi benliğinden, kişiliğinden uzaklaştırıyor. N. Cumalı Atasözü, Deyim ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taviz vermek — ödün vermek Galiplerin yenilen devletlere hiçbir taviz vermeyecekleri hissediliyordu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gururunu ayakaltına almak — her türlü fedakârlığı göze alıp ödün vermek, ilkelerden vazgeçmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taviz — is., Ar. taˁvīż Ödün Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller taviz vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uyandırmak — i 1) Uyanmasına yol açmak Anası sabah namazı okunurken Ali yi uyandırdı. S. F. Abasıyanık 2) Çıra, lamba, soba vb. ışık veren şeyleri yakmak, tutuşturmak Köşede kuru odun var, uyandır ocağı. A. Gündüz 3) mec. Üstü küllenmiş ateşi yeniden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”