senli benli — sf. 1) Aşırı derecede samimi Senli benli davranışlarıyla, Turhan ın derlenip toparlanmak, ölçülü olmak için gösterdiği çabayı hiçe indiriyordu. N. Cumalı 2) zf. Aşırı ölçüde samimi olarak, teklifsiz bir biçimde Mal müdürü, vergi kâtibi, evkaf… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzgöz olmak — biriyle gereksiz yere, aşırı derecede senli benli olmak İkisinin de bu kadar az zamanda birbirleriyle bu derece yüzgöz olmalarına şaşmamak mümkün değildi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
T–V distinction — In sociolinguistics, a T–V distinction is a contrast, within one language, between second person pronouns that are specialized for varying levels of politeness, social distance, courtesy, familiarity, or insult toward the addressee. Contents 1… … Wikipedia
içli dışlı — sf. Gizli işi olmayan, apaçık, olduğu gibi, senli benli, aşırı teklifsiz En çok yurdumdan söz ettim / Doğayla, insanla içli dışlı. C. Külebi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller içli dışlı tanımak içli dışlı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
laubali — sf., Ar. lāˀubālī 1) Saygısız, çekinmesi olmayan O ilk gönderdiği laubali ve kaba haberi yumuşatmış. S. Ayverdi 2) Senli benli, teklifsiz Gelenlerden biri gülerek laubali bir tavırla ona yaklaştı. Y. K. Karaosmanoğlu 3) zf. Aşırı samimi bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
samimi — sf., Ar. ṣamīmī 1) İçten (duygu vb.) Sanatkâr, bizi söylediklerinin samimi olduğuna da inandırmalı. O. V. Kanık 2) Candan, açık yüreklikle davranan Diğerine gelince: Bu pek sıcakkanlı, pek samimi bir gençtir. M. Ş. Esendal 3) zf. İçli dışlı,… … Çağatay Osmanlı Sözlük