- sitem etmek
- bir kimseye üzüldüğünü, kırıldığını öfkelenmeden belirtmek
Ancak müsaade ederseniz size başka bir cihetten sitem edeceğim.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ancak müsaade ederseniz size başka bir cihetten sitem edeceğim.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sitem — is., Far. sitem Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme Millî Mücadelenin başından o güne kadar Atatürk ün en hafif bir sitemine uğramamıştım. Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
serzeniş etmek — sitem etmek Mütemadiyen ağlar, sızlanır, sitemler, serzenişler eder. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
sitemde bulunmak — sitem etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
serzenişte bulunmak — bir şeyi başa kakmak, sitem etmek, takaza etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiskelemek — i 1) Fiske vurmak 2) mec. Hafifçe sitem etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâfir — is., din b., Ar. kāfir 1) Tanrı nın varlığını ve birliğini inkâr eden kimse 2) ünl. Sevilen birine takılmak, sitem etmek için kullanılan bir seslenme sözü 3) mec. Acımasız, zalim kimse 4) hlk. Genellikle Müslüman olmayanlara verilen ad Kâfirin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dokundurmak — i, e 1) Dokunmasını sağlamak Ayakkabıyı çıkaracak oldular, ben dokundurmuyorum ki adamlar çıkarsınlar. M. Ş. Esendal 2) mec. Bir şeyi üstü kapalı ve sitem yollu hatırlatmak, tariz etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilahi — 1. is., ed., müz., Ar. ilāhī Tanrı yı övmek, ona dua etmek için yazılıp makamla okunan nazım Bütün gün genç kızlar ilahiler söylemişlerdi. Ç. Altan 2. ünl., Ar. ilāhī Bu ne hâl, ne tuhaf gibi şaşma, sitem bildiren bir söz İlahi Eda abla! Güzele… … Çağatay Osmanlı Sözlük
EZA — Ticarette kaybetme, zarar etme. * Kibir ve gururunu bıraktırma. * Sıkıntı, eziyet, zulüm, cevr, sitem, renc, incinmek. İnsanın kerih görüp mahzun olduğu şey. * Hayır ve sadaka yoluyla mal vermede gururlanmak. Tetavül etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük