talim etmek

talim etmek
öğretmek, bilgi kazandırmak

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • talim — is., Ar. taˁlīm 1) Öğretim 2) Alıştırma Sudan çıktıktan sonra tabanca ile nişan talimi yapardık. Y. K. Beyatlı 3) ask. Uygulamalı olarak yapılan askerlik eğitimi Eğil dağlar, eğil üstünden aşam / Yeni talim çıkmış varam alışam. Halk türküsü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • örketmek — tâlim etmek, alışdırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KABS — Her şeyin esası, aslı. * Tâlim etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NEŞG — Aşk galebe edip haykırıp çağırmak. * Tâlim etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kazan kaldırmak (veya devirmek) — tar. 1) yeniçeriler yemek pişirilen kazanı devirerek ayaklanmak, isyan etmek İkide birde kazan deviren yeniçerilerin dışında askerlikte talim ve terbiye esaslarına göre Avrupai bir nizam ile askerliğimizin ihdası pek hayırlı olmuştu. A. Ş. Hisar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kepaze — sf., Far. kepāẕe 1) Niteliksiz, değersiz Hele o İspanyol nezlesi, illetlerin en kepazesi... H. R. Gürpınar 2) Utanmaz, rezil 3) Gülünç 4) is., esk. Talim yaparken kullanılan gevşek ok yayı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kepaze etmek kepaze… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • anglatmak — tefhim, tâlim, şarh u beyan etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TEZKİR-İ MÜSELLEMÂT — Müsellematı, hakikat olduğu aşikâr bilinen şeyleri, hususları hatırlatmak, tekrar etmek.(Talim i nazariyattan ziyade tezkir i müsellemâta ihtiyaç var. S …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”