- tenha kalmak
- çevresindekiler gidip tek başına, yalnız kalmak
Onlar gittikten sonra her yer tenha kaldı.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Onlar gittikten sonra her yer tenha kaldı.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tenha — sf., Far. tenhā 1) Issız Dükkânın önü gene kalabalıkça idi ama içi tenhaydı. S. M. Alus 2) esk. Yalnız, tek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tenha kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıssız — sf. 1) Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha, yaban Köşkün bütün odaları ıssız. P. Safa 2) mec. Yalnız, kimsesi olmayan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ıssız eve it buyruk ıssız kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kenar — is., Far. kenār 1) Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka O sırada karşı taraçadaki kadın elinde pirinç tası olduğu hâlde taraçanın kenarına kadar geldi. O. V. Kanık 2) Bir şeyi çevreleyen çizgi 3) Pervaz, çizgi, antika, baskı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tenhalaşmak — nsz 1) Yalnız kalmak 2) Tenha duruma gelmek, boşalmak, ıssızlaşmak Akşam satıcılarının melankolik sesleri, tenhalaşan mahalle aralarında inliyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük