- teselsül etmek
- kesintisiz, zincirleme sürüp gitmek
Gelip geçici dâhilerin, birbirinin ayağını kaydırarak teselsül ettiklerini gördük.
- Y. K. Beyatlı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Gelip geçici dâhilerin, birbirinin ayağını kaydırarak teselsül ettiklerini gördük.
- Y. K. BeyatlıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
teselsül — is., esk., Ar. teselsul 1) Zincirleme 2) Birbirine bağlı, birbiri ile ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra, silsile Gözleri kamaştıran güneş aydınlığında bu sesler küçük kubbelerin bitmez tükenmez teselsülünü açar ve parıldatırdı. A. Ş. Hisar… … Çağatay Osmanlı Sözlük