- tıraş etmek
- 1) tıraş işini yapmak2) argo bıkkınlık verecek kadar uzun konuşmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tıraş — is., Far. terāş 1) Saç veya sakalı kesme işi, yülüme Tıraştan sonra da bıyık, sakal yerleri belli olurdu. M. Ş. Esendal 2) Erkek saçını belli bir biçim vererek kesme Asker tıraşı. 3) Kesilme ve kazınma zamanı gelmiş saç ve sakal Üç günlük… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mesh etmek — abdest alırken ıslak eli başa ve meste sürmek Kavuklarını kaldırıp usturayla tıraş edilmiş başlarını mesh ederlerdi. R. E. Ünaydın … Çağatay Osmanlı Sözlük
yonmak — tiraş etmek, rende ve keserle taşı kırmak, kalemle ve tarakla alup sılüp temizlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazımak — i 1) Bir aleti sürterek bir şeyin yüzündeki tabakayı kaldırmak Tahtanın boyasını kazımak. 2) Bir araç kullanarak silmek, çıkarmak O daktilo yanlışını iğneyle kazıyarak düzeltebilirsin. 3) Sertçe ovmak 4) Tıraş etmek Sakalını kazımak. 5) nsz Metal … Çağatay Osmanlı Sözlük
SEBT — (C.: Esbât Sübut Esbüt) Rahat etmek. * Boyun vurmak. * Saç sarkıtmak. Bir çeşit deve yürüyüşü. * Cumartesi günü. * Şaşırmak, hayrette kalmak. * Çok zeki, dâhiye. * Başı tıraş etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tıraşlamak — i 1) Bir şeyin üzerindeki pürüzleri almak, yontmak 2) Saç, sakal vb.ni seyreltmek, kazımak, tıraş etmek 3) argo Bıkkınlık verecek kadar uzun, asılsız, abartılı konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yülümek — i, hlk. Vücudun fazla kıllarını ustura ile almak, tıraş etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
perdah çekmek — sakalı bir daha ve kıl çıkışının ters yönünde olmak üzere tıraş etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yülimek — yülümek, tıraş etmek III, 90 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
HALK — Boğaz. * Tıraş etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük