- uzun etmek
- 1) tartışmayı sürdürmek
Pek canım istiyor, uzun etme!
- P. Safa2) aşırı gitmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Pek canım istiyor, uzun etme!
- P. SafaÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
uzun — sf. 1) İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı 2) Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece. Âşık Veysel 3) zf. Ayrıntılı, derinlemesine Uzun düşündüğünü unuttuğu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hezeyan etmek — saçmalamak A, uzun ettin ama; iki satır yazı istedik, bir çuval hezeyan ettin. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
peyda etmek — çıkarmak, oluşturmak, ortaya çıkarmak, edinmek Uzun boyu hafif bir kamburluk peyda etmiş. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
temenni etmek — dilemek Temenni edelim ki ömürleri damat beyin boyu gibi uzun olsun. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıraş etmek — 1) tıraş işini yapmak 2) argo bıkkınlık verecek kadar uzun konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İTALE — Uzatmak. Sözü uzun etmek. Tatvil i kelâm etmek. * Birini zemmetmek, ayıplamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
genişçe konuşmak — uzun uzun, bol bol konuşmak, söyleşmek, sohbet etmek Buluştuk, görüştük, daha da genişçe konuşmak için beni evine, akşam yemeğine götürdü. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
TATAVÜL — Uzun olmak. * Büyüklenmek, kibirlenmek. * Birbirine muhalefet etmek, karşı gelmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
etüt — is., dü, Fr. étude 1) Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma 2) Ön çalışma 3) Belli bir konuyu inceleyen, araştıran eser veya yazı 1848 de bir İslav mecmuasında çıkan uzun bir etüt yazısı bir isyanın eseridir. F. R. Atay 4) Öğrencilerin … Çağatay Osmanlı Sözlük