vâkıf olmak

vâkıf olmak
bilmek, öğrenmek

Bu dünya ahvaline pek vâkıf olmayan cahillerin gönlünde de aynı üzüntü ve merak var.

- P. Safa

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • vâkıf — sf., esk., Ar. vāḳif 1) Bilen, farkında olan Demirci anladı, ses çıkarmadı, duvardan üç beş halka aldı, sanatına vâkıf bir adam sükûnetiyle değneğe taktı. M. Ş. Esendal 2) Bir şeyi vakıf durumuna getiren Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller vâkıf… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • NEŞVE — (Nişve Nüşve) Sevinç, keyif. * Büyümek ve yetişmek. * Koklamak. * Rayiha. * Bir şeyi tekrarlamak. * Mest ve sarhoş olmak. * İyice duyup vâkıf olmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İTKAN — Pürüzsüz yapmak veya yapılmak. Sağlamlaştırmak. Hakikata yakından vakıf olmak, delileriyle bilmek, inanmak. Bilerek emin olmak. Muhkem kılmak, muhkem yapmak. Sâbit kılmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • eşiğini atlamak — bir konuya veya bir soruna hakkıyla vâkıf olmak Sevginin, merhametin eşiğini atlayanlar, ıstırabın gömleğini de kendiliğinden giyinirler. A. H. Tanpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iyilmak — teyakküz etmek, huşuna ve kendine gelmek, vakif olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TAHKİK — Doğru olup olmadığını araştırmak veya doğruluğunu, yanlışlığını meydana çıkarmak. İncelemek. İçyüzünü araştırmak. * Bir şeyi eksiksiz ve ziyâdesiz yapmakta mübâlağa etmektir. Bir şeyin hakikatına ermek, künhüne vâkıf olmak, nihayetine erişmek… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • VAKFİYE — Mülkün vakıf olmak keyfiyyeti …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • VİKAF — Tevakkuf etmek, vâkıf olmak, durmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İSTİBTAN — Gizliliğe, bir kimsenin iç işlerine vakıf olmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İSTİNBA — Haber sormak. Haber istemek. * Vâkıf olmak. Bilmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”