- acı çekmek (veya duymak)
- 1) ağrı, sızı duymak
Ameliyattan sonra çok acı çekti.
2) mec. üzülmek, üzüntü içinde kalmakBu faciaya bizzat karışmışım gibi bir acı duyuyordum.
- Y. K. Karaosmanoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ameliyattan sonra çok acı çekti.
Bu faciaya bizzat karışmışım gibi bir acı duyuyordum.
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kıvranmak — nsz 1) Ağrı, sancı gibi bedensel veya korku, heyecan gibi ruhsal nedenlerle vücut eğilip bükülmek Hasta, yorganın altında biraz kıvranarak devam etti. P. Safa 2) mec. Acı çekmek, üzülmek Yıllardan beri düşmanların eline düşmüş olan bu kıymetli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük