- âşık etmek
- birinin kendisine bağlanmasını, kendisini sevmesini sağlamak
Tek erkek sevmeye ve bu erkeği kendime âşık etmeye ahdetmiştim.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Tek erkek sevmeye ve bu erkeği kendime âşık etmeye ahdetmiştim.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
âşık — sf., kı, ğı, Ar. ˁāşiḳ 1) Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun (kimse) 2) is. Sevişen bir çiftten kadına oranla genellikle erkeğe verilen ad 3) is. Halk ozanı Dinleyin âşıklar benim sözümü / Felek yaktı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşık atmak — 1) (biriyle) yarış etmek, yarışmak Yonca, bu iki erkek çocuktan ayrı bir yaratık olduğunu, onlarla aşık atamayacağını bilir ... O. Rifat 2) (biriyle) boy ölçüşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
teskin etmek — acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırmak, dindirmek Gönlüme teselli kendimde buldum / Sabır ile teskin ettim özümü. Âşık Veysel … Çağatay Osmanlı Sözlük
surat etmek — birine karşı küskün durmak, asık yüzlü olmak Şimdi ters yüzü eve dönsek çocuklar ağlar, bayan surat eder. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
meftûn — (A.) [ نﻮﺘﻔﻡ ] tutkun, aşık. ♦ meftûn etmek aşık etmek. ♦ meftûn olmak aşık olmak, tutulmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
kalbini çalmak — sevgisini kazanmak, kendine âşık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Imadaddin Nasimi — Nesimi redirects here. For places in Azerbaijan, see Nəsimi (disambiguation). This article is about the 14th century Sufi poet. For the 17th century Alevi Shi a poet, see Kul Nesimi. Nasimi statue in Baku, the capital of Azerbaijan ‘Alī ‘Imādu d… … Wikipedia
Mehmed II. — Mehmed II. (محمد بن مراد / Meḥemmed[1] b. Murād; * 30. März 1432 in Edirne; † 3. Mai 1481 bei Gebze), genannt ابو الفتح / Ebū ʾl Fetḥ /‚Vater der Eroberung‘ und später فاتح / Fātiḥ /‚ … Deutsch Wikipedia
surat — is., tkz., Ar. ṣūret 1) Yüz (II) Neredense suratına bir de sinek musallat olmuştu. A. İlhan 2) mec. Somurtkanlık, asık yüzlülük 3) mec. Soğuk davranma Ne vurdumduymaz misafirdi bunlar, ne surattan anlıyorlardı ne rumuzdan ne kinayeden. H. R.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahdetmek — e, der, Ar. ˁahd + T. etmek 1) Bir şeyi yapmak için kendi kendine söz vermek Tek erkek sevmeye ve bu erkeği kendime âşık etmeye ahdetmiştim. R. H. Karay 2) Yemin etmek Bu ailenin işini mukaddes bir vazife gibi yapmaya içimden ahdettim. H. R.… … Çağatay Osmanlı Sözlük