- bedel vermek
- askerlik yapmamak veya kısa süre yapmak için devlete para ödemek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bedel — is., Ar. bedel 1) Değer, fiyat, kıymet 2) Bir şeyin yerini tutabilen karşılık Buna bedel içimde mumlar, mumlar, mumlar yanan bir karanlık var. A. Gündüz 3) Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse 4) sf. Eşit, denk Emsalini… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İAZA — (İvaz. dan) Bedel ve karşılık vermek. Bedel vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FİDA — Dağıtmak. * Atâ etmek. Hediye veya bahşiş olarak vermek. * Bedel vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İHCAC — Hac vazifesi için bedel vermek veya nâib tutmak. Nâib tutana Âmir, menub veya mahcucun anh da denir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TA'VİZ — Bedel, bir şey vermek. Karşılık, bedel göstermek. * Değiştirmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞEKT — Bedel etmek, karşılık vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
karşılık — is., ğı 1) Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu. H. R. Gürpınar 2) Bir dildeki bir sözü başka bir dilde aynı anlamda karşılayan söz 3) Cevap, yanıt 4) Bir şey… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kira — is., Ar. kirāˀ 1) Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına verilmesi, icar Eski kirayı yükseltiyorum, isterseniz gidin mahkemeye. Ç. Altan 2) Bu biçimde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUÂVAZA — İki tarafın da ivaz vererek, anlaşarak yaptığı akit. Sayışma. Bir şeyi diğer bir şeye bedel, ivaz olarak vermek. Aslı olmadığı halde menfaat celbi için hususi bir surette müzakere ile yapılan hileli iş. Yapmacık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük