baygınlık

baygınlık
is., -ğı
1) Baygın olma durumu
2) tıp Duyumların durması, kan dolaşımının ve solunum görevlerinin duraklaması, vücudun kımıldanamaması vb. fizyolojik aksamalarla beliren kendinden geçme durumu

Baygınlığım ne kadar sürdü bilmiyorum.

- A. Gündüz
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • baygınlık geçirmek — 1) bayılmak 2) mec. çok heyecanlanmak, telaşlanmak Annem, üç gün sonra, sevinç baygınlıkları geçiren Yahudi nin avucuna on altın sayıp yalvardı. Y. Z. Ortaç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayılmak — nsz 1) Sarhoşluk, baygınlık vb. bir durumdan kurtulmak, kendine gelmek 2) mec. Aklı başına gelip gerçeği görmek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ayılıp bayılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baş döndürücü — sf. 1) Şaşkına, serseme çevirici Bütün gücünü, kaynaklarını doğadan alan uygarlık, o kadar baş döndürücü bir hâl aldı ki doğa artık insanın altından kayıyor. H. Taner 2) Çabuklukta olağanüstü, aşırı 3) Baygınlık verici …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baygıntı — is. 1) Baygınlık 2) İpek böceklerinin sindirim organlarında görülen ve yemden kesilmelerine yol açan bir hastalık 3) Bu sebeple koza yapamama durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baymak — nsz, ar, hlk. 1) Yiyecek baygınlık vermek, mideyi bulandırmak, midede ezinti yapmak 2) Aldatmak, kandırmak, etki altında bırakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • plonjon — is., sp., Fr. plongeon Dalış Plonjon yapar, gol kurtarır, bu arada yaralanır, baygınlık geçirir. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • saka — 1. is., tıp, Ar. ṣaˁḳa Baygınlık, kendinden geçme durumlarına yol açan bir hastalık 2. is., Ar. saḳḳā 1) Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse 2) Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kimse Atasözü, Deyim ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arız olmak — 1) bulaşmak, ilişmek Sana son zamanlarda bir dalgınlık arız oldu, farkında mısın, bilmem. A. İlhan 2) sonradan ortaya çıkmak Zaten aylardan beri yüreğine dertler, endişeler içinde garip bir baygınlık arız oluyor, yüreğinde bir erime, bir tükenme… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözü (veya gözleri) kararmak — 1) başı dönmek, hafif baygınlık geçirmek Duvar tarafına doğru bir adım atarak evet cevabını veren Orhan ın gözleri gene kararıyordu. P. Safa 2) mec. umutsuzluğun veya aşırı bir isteğin etkisi altında ne yaptığını bilmez duruma gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • GAŞY-ÂVER — f. Baygınlık veren, bayıltan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”