baygınlık geçirmek — 1) bayılmak 2) mec. çok heyecanlanmak, telaşlanmak Annem, üç gün sonra, sevinç baygınlıkları geçiren Yahudi nin avucuna on altın sayıp yalvardı. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayılmak — nsz 1) Sarhoşluk, baygınlık vb. bir durumdan kurtulmak, kendine gelmek 2) mec. Aklı başına gelip gerçeği görmek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ayılıp bayılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş döndürücü — sf. 1) Şaşkına, serseme çevirici Bütün gücünü, kaynaklarını doğadan alan uygarlık, o kadar baş döndürücü bir hâl aldı ki doğa artık insanın altından kayıyor. H. Taner 2) Çabuklukta olağanüstü, aşırı 3) Baygınlık verici … Çağatay Osmanlı Sözlük
baygıntı — is. 1) Baygınlık 2) İpek böceklerinin sindirim organlarında görülen ve yemden kesilmelerine yol açan bir hastalık 3) Bu sebeple koza yapamama durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
baymak — nsz, ar, hlk. 1) Yiyecek baygınlık vermek, mideyi bulandırmak, midede ezinti yapmak 2) Aldatmak, kandırmak, etki altında bırakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
plonjon — is., sp., Fr. plongeon Dalış Plonjon yapar, gol kurtarır, bu arada yaralanır, baygınlık geçirir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
saka — 1. is., tıp, Ar. ṣaˁḳa Baygınlık, kendinden geçme durumlarına yol açan bir hastalık 2. is., Ar. saḳḳā 1) Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse 2) Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kimse Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
arız olmak — 1) bulaşmak, ilişmek Sana son zamanlarda bir dalgınlık arız oldu, farkında mısın, bilmem. A. İlhan 2) sonradan ortaya çıkmak Zaten aylardan beri yüreğine dertler, endişeler içinde garip bir baygınlık arız oluyor, yüreğinde bir erime, bir tükenme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü (veya gözleri) kararmak — 1) başı dönmek, hafif baygınlık geçirmek Duvar tarafına doğru bir adım atarak evet cevabını veren Orhan ın gözleri gene kararıyordu. P. Safa 2) mec. umutsuzluğun veya aşırı bir isteğin etkisi altında ne yaptığını bilmez duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
GAŞY-ÂVER — f. Baygınlık veren, bayıltan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük