baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
döndürmek — i, e 1) Dönmesini sağlamak Oğlu başını arkaya döndürdü. H. R. Gürpınar 2) i Başarısız saymak, geri çevirmek Sınavda döndürmüşler. 3) mec. Çevirmek, ... bir duruma getirmek Beni serseme döndürdü. 4) mec. Düzene koymak, yönetmek Tek başına bütün… … Çağatay Osmanlı Sözlük
esatirî — sf., esk., Ar. esāṭīrī Esatirle ilgili, esatire ait Çamlıca tepesinden bakınca İstanbul, esatirî ve baş döndürücü bir güzellikle karşımızda yatardı. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tennure — is., esk., Ar. tennūre Mevlevi dervişlerinin giydiği kolsuz, yakasız, yırtmaçlı, beli kırmalı, uzun ve geniş giysi O tennurelerin elvan elvan renkleri ve bu renklerin göz alıcı, baş döndürücü kasırgası... Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kəsmək — f. 1. Kəsərti vasitəsilə bütövdən bir hissə ayırmaq; bölmək, parçalamaq. Çörəyi kəsmək. Ağacın budağını kəsmək. İpi kəsmək. – <Koroğlu> durnanın telindən bir dəstə kəsib, Eyvazın papağına sancdı. «Koroğlu». Mağaza sahibi iki arşın yarım… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti