- gürültü çıkmak
- kavga, tartışma, karışıklık olmak
Bir gürültü çıkarmadan buradan gidiniz...
- H. R. Gürpınar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bir gürültü çıkarmadan buradan gidiniz...
- H. R. GürpınarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gürültü — is. 1) Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata Gemi baş döndüren bir gürültüyle indi sulara. Ç. Altan 2) mec. Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma İşçiler arasındaki gürültü. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kavga çıkmak — dövüş meydana gelmek Şehrin gürültü edilen, kavga çıkan biricik yeridir. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırtına kopmak (veya patlamak) — 1) şiddetli fırtına çıkmak Fırtına kopmadan epey önce köpek balıkları açık denizlere kaçarlar. Halikarnas Balıkçısı 2) mec. bir yerde kavga ve gürültü çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
velvele kopmak — büyük gürültü çıkmak Kıyamet kopar gibi bir velvele koptu, bütün ordu surların üstüne atıldı. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıngar kopmak — gürültü, kavga çıkmak Bu son rolü, ihtiyaten, büyük çıngarın kopacağı güne sakladı. N. Araz … Çağatay Osmanlı Sözlük
patlamak — nsz 1) Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek Dinamit patladı. 2) Yırtılıp açılmak Gözlerim gene ayakkabılarıma kaydı, yanları patlamıştı. O. Kemal 3) Yarılmak Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem … Çağatay Osmanlı Sözlük