- misafir etmek
- konuk olarak karşılayıp yedirip içirmek, yatırmak
Onu, evin çocuklarıyla bir odada misafir etmişlerdi.
- Y. K. Karaosmanoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Onu, evin çocuklarıyla bir odada misafir etmişlerdi.
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
misafir — is., Ar. musāfir 1) Konuk 2) tıp, esk. Gözün saydam tabakasında herhangi bir sebeple oluşan beyaz leke Birleşik Sözler misafirhane misafir odası misafir salonu başmisafir kulak misafiri şeref misafiri … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırmak — i, ar 1) Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak Taşları kırmak. Bardağı kırmak. 2) İri parçalara ayırmak 3) nsz Belirli bir biçimde katlamak Forma kırmak. 4) Öldürmek, yok olmasına neden olmak Bu yıl soğuk hayvanları kırdı. 5) Bir şeyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
konuk — is., ğu 1) Bir yere veya birinin evine kısa bir süre kalmak için gelen kimse, misafir, mihman Şatoda yaşayanlarla konuklar, buralarda, topluca yıkanırlarmış. S. Birsel 2) hay. b. Konakçının üzerindeki asalak Birleşik Sözler konukevi konuk köşesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uğramak — e 1) Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak Üç günde yalnız üç vapur iskeleye uğradı. S. F. Abasıyanık 2) Bir yerin yanından, yakınından, içinden geçmek Ona kapıdan şöyle bir uğramak isterdim. H. Taner 3) Fırlayarak çıkmak, dışarı … Çağatay Osmanlı Sözlük
SALEF (SALF) — Kibirlilik. Tekebbürlük hali. * Kin tutmak, buğz etmek. * Zevci indinde zevcenin kadri olmamak. * Misafir için olan yemeğin yetmemesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük