- nezaret etmek
- denetlemek, bakmak
Sevincimi belli etmemek için tekerleklerin çıkarılmasına hâlâ nezaret ediyorum.
- A. Gündüz
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sevincimi belli etmemek için tekerleklerin çıkarılmasına hâlâ nezaret ediyorum.
- A. GündüzÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
nezaret — is., Ar. neẓāret 1) Bakma, gözetme, gözetim 2) huk. Gözaltı 3) Nezarethane Zaptiye nezaretinde temiz bir dayaktan sonra hepimizi bir yere sürdüler. R. N. Güntekin 4) esk. Bakanlık 5) esk. Görü Birleşik Sözler nezarethane Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
NEZARET — (Nedâret) Tazelik. Parlaklık. Letafet NEZARET{ (T) (Nazar. dan) Bakmak, seyir, bakış. * Nâzırlık etmek. Göz etmek. * Tenezzüh. * Reislik. * Vekillik, nâzırlık, bakanlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ALESSEVRİ VELHUT — (Ale s sevri ve l hut) Öküz ve balık üzerinde.Risale i Nur Külliyatından Lem alar adlı eserin Ondördüncü Lem asında bu mevzuizah edilmiştir. Nümune olarak bir parçası aşağıda dercedilmiştir:(Hamele i arş ve semâvat denilen melâikenin birinin ismi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NEKABET — Muayyen zümrelerin başları. * Bir topluluğun vaziyetlerine nezâret etmek, kontrol … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MECAZ — Yerinden ve haddinden tecavüz etmek. Hududunu aşmak. * (Cevaz. dan) Geçecek yer. Yol. * Edb: Hakiki mânâsı ile değil de ona benzer başka bir mânâ ile veya istenileni hatırlatır bir kelime ile konuşmak. İstenilene benzer bir mâna ifadesi. Meselâ:… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RA'D — Gök gürültüsü. * Bulutları sevk ve nezaret ile vazifeli bir melek adı. * Tehdit etmek, korkutmak.(Terennümat ı hava, na rât ı ra diye, nağamat ı emvac, birer zikr i azamet. Yağmurun hezecatı, kuşların seceatı birer tesbih i rahmet, hakikata bir… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük