- sokağa çıkmak
- gezmek veya bir iş görmek için evden çıkmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sokağa dökülmek — 1) herhangi bir sebeple dışarı çıkmak Her zaman, saat on bir buçuk dedi mi kadın erkek, kol kola sokağa dökülürlerdi. P. Safa 2) gösteri, protesto gibi amaçlarla insanlar sokaklara, meydanlara inmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sokak — is., ğı, Ar. zuḳāḳ İl, ilçe vb. yerleşim bölgelerinde, iki yanında evler olan, caddeye oranla daha dar veya kısa olabilen yol Biraz sonra şehrin bütün sokaklarında süvariler dörtnala koşmaya başladılar. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler sokak çocuğu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
külfetli — sf. 1) Sıkıcı, zor, yorucu, özen isteyen 2) Büyük masraf gerektiren Gece sokağa çıkmaktan korktuğum için değil, bizim tarafta sokağa çıkmak külfetli oluyor da ondan. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuş gibi çırpınmak — çaresizlik içinde telaşlı davranmak Sokağa çıkmak, çocukların arasına karışmak için pencerede, kafeste kuş gibi çırpınırım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… … Çağatay Osmanlı Sözlük