- tasdik etmek
- 1) doğrulamak
Bütün kadınlar da bu iki şahidi tasdik ettiler.
- A. Gündüz2) onaylamak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bütün kadınlar da bu iki şahidi tasdik ettiler.
- A. GündüzÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tasdik — is., Ar. taṣdīḳ 1) Doğrulama 2) Onay, onaylama Birleşik Sözler tasdikname Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tasdik edilmek tasdik etmek tasdik ettirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tasdîk — (A.) [ ﻖیﺪﺼﺕ ] onay, doğrulama. ♦ tasdîk etmek onaylamak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
TASDİK — Doğruluğunu kabul etmek. Bir kararın nizama, şeriata, kanuna uygun olduğunu kabul edip imzalamak. (Bak: Dima … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kirtginsemek — tasdik etmek istemek I, 280 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
doğrulamak — i 1) Bir şeyin doğru olduğunu ortaya koymak, desteklemek, teyit etmek, tasdik etmek Olup bitenler ve başka kaynaklardan alınan haberler Ali Yusuf u daima doğruluyordu. T. Buğra 2) fel. Bir önermenin doğruluğunu veya yanlışlığını belirlemek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
onaylamak — i 1) Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek Bu kitabın ahlak bozucu olduğunu elbet siz de onaylarsınız. S. Birsel 2) Denetlemek, doğrulamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İKRAR — Açıktan söylemek. Kabul ve tasdik etmek. Hakkı itiraf etmek. Karar vermek. Mukarrer kılmak. * Fık: Bir kimseye diğerinin kendisinde olan hakkını haber vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kanıkmak — ziyade doyup kanmak, ikna olmak, tasdik etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İCMALÎ İMAN — İman esaslarını kısaca bilmek. Allah a ve Peygamberine imân ettiğini söylemek ve tasdik etmek. (Bak: İman ı icmal … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSBAT — Doğruyu delil göstererek meydana koymak. Delil ve şâhitle bir fikrin sıhhatını göstermek. İtiraf, ikrar ve tasdik etmek. * Sabit ve muhkem kılmak. * Bâki ve pâyidar eylemek. * Delil. Bürhan. Şâhit. (Bak: İman ı bil âhiret … Yeni Lügat Türkçe Sözlük