- tuzağa düşmek
- birileri tarafından hazırlanan kötü bir duruma uğramak, oyuna gelmek
Sana bir tuzak kursak sen o tuzağa düşmezsin ey oğul!
- S. Çokum
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sana bir tuzak kursak sen o tuzağa düşmezsin ey oğul!
- S. ÇokumÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tongaya basmak (veya düşmek) — kendisini kötü bir duruma düşürmek için hazırlanan bir düzene uğramak, tuzağa düşmek Fakat insan salim kafayla bir dakika düşündü mü tongaya bastığını anlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
mandepsiye basmak (veya düşmek) — aldanmak, tuzağa düşürülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
oltaya takılmak — tuzağa düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuzak — is., ğı 1) Kuş veya yaban hayvanlarını yakalamaya yarayan araç veya düzen 2) mec. Birini güç ve tehlikeli bir duruma düşürmek için kurulan düzen, komplo Onun bana gönderdiği mektuplar filan hep tuzak, hep birer şantajdan ibaretti. O. C. Kaygılı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
faka basmak — aldatılmak, tuzağa düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sakata gelmek — argo tuzağa düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kündeye gelmek — aldanmak, tuzağa düşmek Barut yoktu. Kalenin dar kapısından çıkmak imkânı yoktu. Öyle korkunç bir kündeye gelmişlerdi ki... Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük