- umut etmek
- ummak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
umut — is., du 1) Ummaktan doğan güven duygusu, ümit Bu umudum, şimdi yavaş yavaş ölüyor. H. E. Adıvar 2) Bu duyguyu veren kimse veya şey Bir tek umut, bir avuç askerde ve Mustafa Kemal denen bir isimdedir. F. R. Atay Birleşik Sözler umut ışığı umut… … Çağatay Osmanlı Sözlük
umuda düşmek — gerçekleşeceğine inanmak, umut etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihya — is., esk., Ar. iḥyāˀ 1) Yeniden canlandırma, diriltme 2) Çok iyi duruma getirme, geliştirme, güçlendirme 3) Yeni bir güç, umut, erinç verme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ihya etmek ihya olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ümit — is., di, Far. umīd, ummīd Umma, beklenti, umut Büyük bir ümit, sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım. A. Gündüz Birleşik Sözler ümit dünyası ümit kapısı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ümit bağlamak ümit bırakmak ümit etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
vadetmek — e, der, Ar. vaˁd + T. etmek 1) Bir işi yerine getireceğine söz vermek Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk ın, / Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın. M. A. Ersoy 2) nsz Davranışıyla, tutumuyla bir işi yapacağı duygusunu uyandırmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ümîd — (F.) [ ﺪﻴﻡا ] ümit, umut. ♦ ümîd etmek umutlanmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü