- usanç vermek
- usandırmak, bıktırmak
Binlerce kahraman, bu yazın usanç veren günlerini de ateşe, ısınmış demire karşı ve kızgın toprak üstünde geçirecekler.
- F. R. Atay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Binlerce kahraman, bu yazın usanç veren günlerini de ateşe, ısınmış demire karşı ve kızgın toprak üstünde geçirecekler.
- F. R. AtayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
usanç — is., cı Usanma duygusu, bıkma, bıkkınlık, melal Çehremde usanç alametlerinin arttığını sezen kâhya sustu. R. H. Karay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller usanç getirmek usanç vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aman — ünl., Ar. amān 1) (ama:n) Yardım istenildiğini anlatan bir söz Aman Allahım! 2) Bir suçun bağışlanmasının istendiğini anlatan bir söz Aman, bir daha yapmam! 3) Usanç ve öfke anlatan bir söz Aman bırak beni! Aman, bu laflardan da bıktık! 4) Rica… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıkkınlık — is., ğı Çok bıkmış olma durumu Konakta da eskiye karşı bir bıkkınlık, bir usanç yok değildi. S. Ayverdi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bıkkınlık gelmek bıkkınlık vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük