- un ufak etmek
- çok ufak kırıntılar durumuna getirmek, parçalamak
O solucanları un ufak eden çocukların hırsına kapılmıştı.
- T. Buğra
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
O solucanları un ufak eden çocukların hırsına kapılmıştı.
- T. BuğraÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kül ufak etmek — ismini cismini koymamak, mahvetmek … Beypazari ağzindan sözcükler
iktifa etmek — yetinmek Daha ziyade, ufak bir kazançla iktifa edecek küçük esnaf kalabalığı vardı. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAHAT — Ufak etmek. Ufalamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
un — is. Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri İstanbul da mısır unundan baklava yapılırmış, diye bir gün köye geldi. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler un çorbası un helvası esmer un has un özlü un … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahvetmek — i, der, Ar. maḥv + T. etmek 1) Yok etmek 2) Bozup işe yaramaz duruma getirmek Kuraklık ekinleri mahvetti. 3) Onmaz duruma getirmek Beni bu güzel havalar mahvetti / Böyle havada istifa ettim / Evkaftaki memuriyetimden. O. V. Kanık 4) Boşa… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Deep state — The Deep state (Turkish: derin devlet) is alleged to be a group of influential anti democratic coalitions within the Turkish political system, composed of high level elements within the intelligence services (domestic and foreign), Turkish… … Wikipedia
ihmal — is., li, Ar. ihmāl Gereken ilgiyi göstermeme, boşlama, savsaklama, savsama, önem vermeme Ama ben yaşımın toyluğuna kapılmış, ufak tefek ihmaller bulmuştum bu tercümede. Y. Z. Ortaç Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ihmal edilmek ihmal etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kül — 1. is. Yanan şeylerden artakalan toz madde Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler külbastı kül çöreği küldöken külkedisi kül rengi … Çağatay Osmanlı Sözlük
para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sallasırt — is., hlk. Sırtına almak, yüklenmek anlamlarındaki sallasırt etmek deyiminde geçer Kapının önünde bekleyen ufak bir cemaat gıcırdayan tabutu sallasırt ettiler. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük