- uygun düşmek
- yakışmak, yaraşmak, elverişli olmak
Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü?
- Y. K. Karaosmanoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü?
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
uygun — sf. 1) Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip Rıza Efendi de yerine, zamanına ve konusuna uygun hikâyeler vardır. T. Buğra 2) Elverişli, yarar, müsait, muvafık 3) mec. Orantılı, oranlı Birleşik Sözler uygun adım uygun katmanlaşma gerçeğe uygun işe… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
münasip düşmek — uygun düşmek O makama daha gayur bir zat münasip düşüyordu. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
aykırı düşmek — uygun gelmemek, ters gelmek, ters düşmek Yüzük ona biraz aykırı düşen bir parlaklıkla parmağında parlıyordu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
denk düşmek — uygun olmak, fırsat olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
münasebet düşmek — uygun bir durum ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırası düşmek — uygun zamanı gelmek Söz arasında, bir sırası düşünce Salim Bey feminist i ondan da sordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
münasebet almak — uygun düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
muvafık olmak — uygun düşmek, kabul edilebilir olmak Balkanlardan denizi seyretsek daha muvafık olur. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
rast gitmek — uygun düşmek, istenilen biçimde gelişmek İşi rast gidiyor … Çağatay Osmanlı Sözlük