- zincir vurmak
- 1) (birine) elini ayağını bağlamak2) (birine) özgürlüğünü elinden almak
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
- M. A. Ersoy
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
- M. A. ErsoyÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
zincir — is., Far. zencīr 1) Birbirine geçmiş bir sıra metal halkadan oluşan bağ 2) Art arda gelen şeylerin oluşturduğu dizi Otomobillerin bitmez tükenmez zinciri üzerinden geçiyor. A. İlhan 3) Taşıtların kar veya buzda kaymaması için tekerleklerine… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pranga — is., esk., İt. branca Ağır cezalıların ayaklarına takılan kalın zincir Kafile, kelepçe, zincir ve pranga sesleri ile meydanı geçti. F. R. Atay Birleşik Sözler pranga cezası pranga kaçağı pranga mahkûmu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller prangaya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bukağı — is., esk. 1) Ağır cezalıların ayaklarına takılıp ucuna pranga bağlanan demir halka Bukağılı Babanın başı ucunda düşman zindanında taşıdığı bukağılar vardı. Y. K. Beyatlı 2) Kaçmaması için hayvanların ayağına takılan zincir, demir köstek Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelepçe — is., Far. kelebçe 1) Tutukluların kaçmasını önlemek için bileklerine takılan, bir zincirle tutturulmuş demir halka Kafile, kelepçe, zincir ve pranga sesleri ile meydanı geçti. F. R. Atay 2) tek. Kablo, boru vb. şeyleri bir yere bağlı tutmak için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
köstek — is., ği 1) Saat, kılıç, anahtar vb.nin ucuna takılan zincir Koltuklara kurulur, altın kösteklerini parmakları ile çevirir. S. F. Abasıyanık 2) Koşulan atların tepmesini önlemek için kuskun kayışına eklenen kayış 3) Balık iğnesini oltaya bağlayan … Çağatay Osmanlı Sözlük