- ... damgasını vurmak
- (birine) biri için kötü bir yargıya varmak
Fakat gel gör ki insana aşüfte yahut hırsız damgasını vurmak için bu kâfi değildir.
- H. E. Adıvar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Fakat gel gör ki insana aşüfte yahut hırsız damgasını vurmak için bu kâfi değildir.
- H. E. AdıvarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
damga — is. 1) Bir şeyin üzerine bir nişan, bir işaret basmaya yarayan araç 2) Bu araçla basılan nişan, işaret 3) mec. Bir kimsenin adını kötüye çıkaran, yüz kızartıcı durum Orada da haksız damgalar altında kalırsan ne olacak? A. Gündüz 4) Bir şeyin kime … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurgulamak — i 1) Vurgu ile söylemek 2) Bir yazı veya konuşmada sürekli olarak öne sürülen, önemle belirtilmek istenen düşünceye dikkati çekmek, belli bir noktayı altını çizerek belirtmek 3) Belirlemek, damgasını vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tamgalamak — hakanın damgasını (turasını) vurmak, III, 353 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini