- âşık olmak
- sevmek, tutulmak
Bir iki kez karşıdan görmekle nasıl âşık olduğunu, nasıl evlendiğini yüreği burkularak izledi.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bir iki kez karşıdan görmekle nasıl âşık olduğunu, nasıl evlendiğini yüreği burkularak izledi.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
deli divane (âşık) olmak — (bir kimse veya bir şey için) aşırı derecede sevmek Bütün yaratıklar birbirlerine deli divane âşık oldular. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
âşık — sf., kı, ğı, Ar. ˁāşiḳ 1) Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun (kimse) 2) is. Sevişen bir çiftten kadına oranla genellikle erkeğe verilen ad 3) is. Halk ozanı Dinleyin âşıklar benim sözümü / Felek yaktı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutkun olmak — âşık olmak, sevdalanmak Yaş farkına rağmen birbirlerine nasıl da tutkun olduklarını anlayarak şaşıyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
muaşakada olmak — sevişmek, birbirine âşık olmak Ahmet le Fazilet in muaşakada oldukları ve evlenmeye hazırlandıkları anlaşıldı. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzünden düşen bin parça olmak — öfke veya küskünlükten ileri gelen can sıkıntısıyla suratı asık olmak Ama iktisadi bunalım ayyuka çıktı maşallah, yurttaşın yüzünden düşen bin parça olacak. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kail olmak — 1) razı olmak Bir selama kail oldum / Verir amma neden sonra. Âşık Ömer 2) inanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnundan düşen bin parça olmak — çok asık suratlı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşka düşmek — âşık olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönül akıtmak — âşık olmak, sevmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönlünü düşürmek — âşık olmak, sevdalanmak Biraz aklı olsa bizim Rabia ya gönül düşürür mü? H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük