- kuvvet vermek
- (bir şeye) bir konuya çok önem vermek
Matematiğe kuvvet verince öbür derslerini yetiştiremedi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Matematiğe kuvvet verince öbür derslerini yetiştiremedi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kuvvet — is., Ar. ḳuvvet 1) Fiziksel güç, takat Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok. Y. Z. Ortaç 2) Şiddet, zor, cebir Kuvvet kullanmak. 3) Yetke, erk, nüfuz 4) Dayanıklı olma durumu 5) mec. Güç Hâlbuki devlet kuvvetlerinin yerini hangi şahsi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ha gayret — kuvvet vermek, cesaretlendirmek, yardım etmek için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tayamak — yasdamak, kuvvet vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tenbe — at takımı; kuvvet vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
TERDİD — Geri çevirmek, geriletmek. * Edb: Karşısındakini merakta bırakacak ve neticeyi sezdirmeyecek şekilde söz etmek. * İki ihtimâlle fikir anlatmak. Muhatabın beklemediği bir surette sözü bitirerek söze kuvvet vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VİZARE — Yardım etmek. * Kuvvet vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
acı — is. 1) Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı Acıyı sever. 2) sf. Tadı bu nitelikte olan Acı kahvesini yudumluyordu. T. Buğra 3) Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap Omuzlarına kadar vücudun derisini … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinamik — sf., ği, fiz., Fr. dynamique 1) Hareketli, her an değişebilen, duruk karşıtı 2) is., fiz. Mekaniğin kuvvet, hareket, enerji arasındaki ilişkilerini inceleyen dalı, devim bilimi 3) fel. Devimsel 4) mec. Canlı, etkin, hareketli Önce bir şey… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kol — is., anat. 1) İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm 2) Vücudunun bu bölümünü saran bölümü Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu. O. C. Kaygılı 3) Makinelerde tutup çevirmeye,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAZYİK — Daraltmak, sıkıştırmak. * İcbar etmek. * Sıkıntı ve ızdırab vermek. * Zorlama, baskı. * Fiz: Bir kuvvet harcayarak yapılan basma veya itme işi. Basınç. Katı cisimler, üzerine konuldukları satıhlara; sıvılar, içinde bulundukları kabın hem dibine… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük