- maruz kalmak
- bir olay veya bir durumla karşı karşıya olmak
Taraf taraf işgallere, istilalara maruz kaldık.
- Y. K. Karaosmanoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Taraf taraf işgallere, istilalara maruz kaldık.
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
maruz — sf., Ar. maˁrūż 1) Bir olayın, bir durumun etkisinde veya karşısında bulunan Herkes, her an müthiş bir tehlikeye maruzdur. P. Safa 2) esk. Arz edilen, sunulan, verilen Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller maruz bırakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
maruz — (A.) [ ضوﺮﻌﻡ ] 1. arzedilen, sunulan. 2. karşı karşıya kalma, tutulma. ♦ maruz olmak karşı karşıya kalmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
uğramak — e 1) Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak Üç günde yalnız üç vapur iskeleye uğradı. S. F. Abasıyanık 2) Bir yerin yanından, yakınından, içinden geçmek Ona kapıdan şöyle bir uğramak isterdim. H. Taner 3) Fırlayarak çıkmak, dışarı … Çağatay Osmanlı Sözlük
görmek — i, ür 1) Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. A. Gündüz 2) Anlamak, kavramak, sezmek Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin. R. E. Ünaydın 3) Yanına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zehirlenmek — nsz 1) Zehirleme işi yapılmak veya zehirleme işine konu olmak, ağılanmak Zehirlenmiş bir köpekle, kömür çarpmış bir insanın ölüşlerine bakarsanız onları kardeş sanırsınız. R. N. Güntekin 2) Zehre maruz kalmak Dün akşam yediğim yemekten… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çifte yemek — hayvanın çiftesine maruz kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
darbe yemek — 1) gücü sarsılmak Seniha nın kaçışı üzerine en müthiş darbeyi yiyen kalp, Celis in kalbi oldu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) kötü, olumsuz bir duruma maruz kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük