- oruç tutmak
- oruç ibadetini yerine getirmek
Bütün sene cumadan gayri günlerde oruç tutarım.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bütün sene cumadan gayri günlerde oruç tutarım.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
oruç — is., cu, din b., Far. rūze 1) Tanrı ya ibadet amacıyla yeme, içme vb. şeylerden belli bir süre veya biçimlerde kendini alıkoyma Eh, biz her vakit duamızı, orucumuzu eksik etmeyiz, çok şükür! N. Cumalı 2) mec. Çok sevilen veya istenen şeylerden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
BÜLUĞ — Erginlik. Olgunluk. Çocukluk devresini tamamlayıp ergenliğe geçiş. Ergenliğe ulaşan genç, namaz kılmak ve oruç tutmak gibi farzlarla mükellef (yükümlü) olur. * Yaklaşıp çatma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ERGEN — (Bâliğ) Çocukluk çağından gençlik çağına geçmiş olan, aklı ermeğe başlamış, bâliğ.Erginlik çağına gelen müslüman genç, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek gibi Allah ın farz kıldığı emirlerini yerine getirmeğe mükellef (yükümlü) olur. Küçük… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ERKÂN-I İSLÂMİYE — İslâmiyetin esasları, temelleri, rükünleri. (Şehâdet getirmek, Namaz kılmak, Oruç tutmak, Zekât vermek ve Hacca gitmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FARZ-I AYN — Herkesin yapmaya mecbur olduğu farz. Namaz kılmak, yalan söylememek, imân etmek, oruç tutmak gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SAVM-I VİSAL — İki gün iftar etmeden oruç tutmak. (Bu, zaruret olmadan mekruhtur … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SEFERÎ — Seferde olma hali. Harbe ait, muharebe ile alâkalı. * Namazı kısaltmak veya oruç tutmak gibi sefere ait bir hâlde bulunmak. Fık: Ortalama 90 km. lik bir mesafeyi veya daha fazlasını giden seferi (müsafir) sayılır. Zıddı mukimdir. (Bak: Mukim … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SİYAHA — Suyun akması. * Oruç tutmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
niyet — is., Ar. niyyet 1) Bir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme, maksat Niyeti ilk önüne gelen telefonlu dükkâna dalmaktı. H. Taner 2) Fal gibi kullanılmak amacıyla içine mâni yazılıp katlanmış veya şekerlere sarılmış kâğıt parçası 3) din b. Namaz… … Çağatay Osmanlı Sözlük