- sorun olmak
- dert olmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sorun — is. 1) Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem 2) mec. Sıkıntı veren durum, dert Birleşik Sözler beslenme sorunu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sorun çıkarmak sorun etmek sorun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dert — is., di, Far. derd 1) Üzüntü Gündüz ya bir yere sokulup uyur ya sessiz sedasız sokaklarda dolaşır. Fakat akşam oldu mu derdi teper. H. E. Adıvar 2) Hastalık Hastayım derdime verem diyorlar. F. N. Çamlıbel 3) Ağrı 4) mec. Sorun, kaygı Ne var ki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkıntı — is. 1) İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı. P. Safa 2) Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aydınlanmak — nsz 1) Aydınlık olmak 2) mec. Bir sorun üzerine gereği kadar bilgi edinmek, tenevvür etmek Personelin yeteri kadar aydınlandığına kani olduktan sonra iki ciddi alarm denemesi yaptı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
mesele — is., Ar. mesˀele 1) Sorun Nevin meseleyi derhâl anlayarak kapıya geldi, arabacıya seslendi. P. Safa 2) Güç iş Bunların Fransızcasını sökmek bir mesele, manalarını sökmek ikinci bir meseledir. R. N. Güntekin 3) mat., esk. Problem Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
problem — is., mat., Fr. problème 1) Teoremler veya kurallar yardımıyla çözülmesi istenen soru, mesele 2) Mesele, sorun Atatürk öldüğü zaman Türkiye nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu. B. Felek 3) sf., mec. Davranışları normal… … Çağatay Osmanlı Sözlük
azınlıkta kalmak — bir toplulukta belli bir sorun üzerine oy verenler, karşı düşünceye oy verenlerden daha az olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
su yüzüne çıkmak — bir süre örtülü kalmış bir iş veya sorun aydınlanmak, belli olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük