- telaş göstermek
- telaşını belli etmek
Polisle ben konuşurum, siz telaş göstermeyin.
- H. E. Adıvar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Polisle ben konuşurum, siz telaş göstermeyin.
- H. E. AdıvarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
telaş — is., Ar. telāşī 1) Herhangi bir sebeple acelecilik Atatürk ün gelişini göremedik ama koridordaki telaştan meseleyi anladık. H. Taner 2) Kaygı, tasa, sıkıntı, endişe Ben geçerken onun telaşı, sizi dürtmesi gözümden kaçmadı. H. E. Adıvar 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
içinin yağı erimek — telaş veya kaygı ile üzülmek İçimizin yağı eridiği hâlde umursamadığımızı göstermek için kendimizi cendereye soktuğumuz yıllar... H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurtlanmak — nsz 1) İçinde veya üzerinde kurt üremek 2) mec. Rahat oturmayıp telaş ve sabırsızlık göstermek 3) mec. Sürekli kımıldanmak 4) mec. Bir yerde çok oturmaktan bıkarak gezme gereği duymak Sabahtan beri burada kurtlandım, biraz çıkalım … Çağatay Osmanlı Sözlük
telaşlanmak — nsz 1) Herhangi bir sebeple acelecilik göstermek Geliyor! diye telaşlanarak aşağı koştu. F. R. Atay 2) Endişelenmek, kaygılanmak, telaş etmek Kafilenin başında polisi gören kadınlar fena telaşlanmışlardır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük